DepOrtak
DepOrtak uygulamasında aç
TR
TR
Depremde Bile İşleri Devam Ettirebilmek
Şirketler için normal zamanda ve her şeyin süt liman olduğu ortamda tedarik zincirini ve onun özelinde lojistiği yönetmek, çocuk oyuncağıdır. Her şey, yerli yerindedir ve yapılacaklar bellidir. Öte yandan sadece acil sipariş veya üretim, piyasa koşulları nedeniyle ani iş artışı veya azalması, ürün geri toplama gibi öngörülemeyecek veya iade, kampanya, Sevgililer Günü gibi öngörülebilecek durumlar değil deprem gibi doğa kaynaklı veya yangın gibi insan kaynaklı afet durumlarında da ticari hayat için zaruri olan tedarik zincirini ve lojistiği yönetmek, çok zorlaşır ve yönetebilmek, gerçekten maharet gerektirir. Bu maharet, esneklik gücü ve bu güç ile kazanılan çevikliktir. Böylece şirketler, az maliyet ve az çabayla kısa sürede değişime uyum sağlayabilir.
Kişiler gibi şirketler de deprem için hazır olmalıdır. Şirketler, deprem anında “acil durum” ve deprem sonrasında “işin sürekliliği” için ne yapılması gerektiğine yönelik İş Sürekliliği Planı (Business Continuity Plan) hazırlamalı, bunları güncel tutmalı ve düzenli tatbikat yapmalıdır. Bu Plan, özetle afet öncesi için “Afete Hazırlık”, afet anı için “Acil Durum ve Müdahale” ve afet sonrası için “İyileştirme” gibi 3 adımdan oluşabilir. Bu üç adımın sonuncusu olan “İyileştirme” adımı, “en kısa” sürede üretim ve/veya satış nasıl başlayabilir ve önceki seviyesine gelebilir için yapılması gerekenleri kapsar. Eğer şirketler, Risk Yönetimi “kültürüne” sahip değilse bütün bu planlar, sadece kâğıt üstünde kalır ve uygulanamaz.
Deprem durumda zarar görebilecek kritik iş süreçlerinden birisi, şirketin satış ve/veya üretim faaliyetlerini direkt etkileyen “depolama” süreci ve depolama amaçlı kullanılan “depo” tesisleridir. Bundan dolayı yukarıda bahsedilen “İş Sürekliliği Planı”, örneğin İstanbul’da deprem olması durumunda “depolama” ve “depolar” için oluşabilecek sorunları da kapsamalıdır. Bu sorun; yaşanan depremin şiddetine, şirketin faaliyet gösterdiği bölgeye, depoya verdiği fiziki zarara (yıkılma, kısmen çökme vs.), depo çalışanların durumuna, ağ bağlantılarının kopmasına veya sunucu servislerinin durmasına ve civar mahallelerde yaşayanların, deprem sonrası depoyu barınma yeri olarak kullanmasına yönelik senaryoları içermelidir.
İstanbul’da şiddeti büyük bir deprem olduğunda şirkete ait binalar (genel müdürlük, fabrika, depo vs.) yıkılabilir, depo ile ilgili bilişim sistemi ve operasyonel altyapı zarar görebilir, depoya ulaşım veya depodan sevkiyat aksayabilir ve maalesef deprem anında depoda çalışanlar veya depoda çalışanlar, vardiya dışında örneğin evinde yaralanabilir veya ölebilir. Bu sonuçlar nedeniyle şirketler, üretim veya satış yapamaz hale gelebilir. Öte yandan örneğin deposu zarar görmesine rağmen alternatif depolama alanı ile azami 15 gün içinde tekrar üretime ve/veya satışa başlayabilen şirket, depolama “esnekliği” sayesinde rakiplerine karşı çok büyük “rekabet” güç elde edebilir.
Şirketler, örneğin deprem anında depolarında bir hasar olursa “en kısa sürede” nasıl tekrar hizmet vermeye başlayabileceklerine” yönelik teorik planlara sahip olmalı, bu planları güncellemeli ve bunlar için belli dönemlerde tatbikat yapmalıdır. Bu planlar, örneğin alternatif depolama alanları “nerede” olabilir, bu alternatif depolama alanı için altyapı (insan, ekipman, yazılım, mamul veya hammadde stoğu vs.)” nasıl sağlanır, bu alternatif depolama alanında önceden “hazır stok” tutulmalı mı gibi farklı senaryolara göre hazırlanmalıdır. Doğru tasarlanan “İş Sürekliliği Planı”, operasyonel sürekliliğini sağlayarak şirketin rekabet gücüne destek verecektir.
Alternatif Depolama Alanları Nerede Olabilir?
Bu sorunun cevabı, şirketlerin hazırlayacağı İş Sürekliliği Planındaki en önemli cevaptır. Zira diğer bütün senaryolar, bu cevaba göre düşünülebilir ve hazırlık yapılabilir. Bunun için şirketler, örneğin Türkiye genelindeki bütün depoların ve hatta depolama alanlarının envanterini bilmelidir.
Alternatif Depoları Kullanabilmek, Aslında “Esneklik” Gücüdür
Tedarik Zinciri (TZ) için en önemli şey, özellikle günümüzde, az maliyet ve çabayla kısa sürede değişebilme ve değişime uyum sağlama yeteneği olan esnekliktir. Zira esneklik, TZ’nin çevik olmasını ve kırılmadan veya kopmadan değişimlere çabuk uyum göstermesini sağlar. Tedarik Zincirinin hareketini sağlayan lojistik için esneklik, TZ’nin esnekliği için çok önemlidir. Zira lojistik esneklik, TZ için esneklik sağlar.
Lojistiğin özelinde nakliye ve özellikle kara yolu taşımacılığında esneklik, kolay olup kısa sürede uygulanabilecek birçok alternatif çözüm ile sağlanabilir. Örneğin nakliye sürecinde taşıma türünü değiştirebilirsiniz, nakliye sürecinde farklı taşıma araçlarını kullanabilirsiniz, kara yolu taşımasında istediğiniz sayıda kamyonu kısa sürede kiralayabilirsiniz veya hadi çok sıkışırsanız kısa sürede birkaç kamyon satın alabilirsiniz. Öte yandan depolar, maalesef esnekliği öldürür ve depolar için nakliye kadar esnek olamayabilirsiniz. Zira istediğiniz zamanda en uygun depoyu veya istediğiniz yerde en uygun depoyu bulamazsınız, istediğiniz zaman deponuzun büyüklüğünü veya istediğiniz zaman deponuzun yerini değiştiremezsiniz çünkü lojistik hizmet amaçlı yeterli sayıda depo yoktur, uygun depo bulmak zor ve zahmetlidir, depo yatırımı pahalıdır, depo yatırımı uzun sürer. Öyle ki tedarik zincirinin iki ucu olan satış (müşteri) veya tedarik (tedarikçiler), değişkendir ama depo, sabittir. Kısacası, tedarik zinciri ve lojistik için depo odaklı değişim ve değişime uyum göstermek, nakliye kadar kolay değildir.
Peki Alternatif Depolama Alanları Nerede Olabilir veya Yeterli Sayıda Alternatif Depolama Alanı Var Mıdır?
Depolama için esneklik, “on demand” depolama ve “gri depolar” ile sağlanabilir ve şirketler, böylece TZ yönetiminde esneklik “gücü” ve “faydası” elde edebilir. Herhangi bir lokasyonda, herhangi bir zamanda, herhangi bir büyüklükte depolama ihtiyacı olanlar, “on demand” depolama ve “gri depolar” ile istediği lokasyonda, zamanda, sürede (tarih aralığı), büyüklükte ve özelliklerde depolama alanını bulabilir, uzun süreli kontrat yapmaya gerek duymaksızın anlaşabilir ve bunun için kullandığı kadar (süre ve büyüklük) prensibi ile ödeme yapabilir. Bu esneklik için ihtiyaç duyulan yerde ihtiyaç duyulan kadar depo olmalıdır. Aksi taktirde “esneklik”, zor ve hatta imkânsız olabilir. İhtiyaç duyulan depolar ve depolama alanları, “gri depolar” ile sağlanabilir.
Çok kısa tanımlamak gerekirse “Gri Depolama” ve “Gri Depolar”, lojistik firmalarının depoları haricinde kalan uygun alanların depolama amaçlı olarak kullanılmasıdır. Lojistik firmalarının depoları haricinde ürünlerin güvenli depolanmasını sağlayabilecek bütün ticari alanlar, “Gri Depolama” alanı olabilir ve böylece “Gri Depolama” ile lojistik firmalarının depoları haricinde kalan uygun alanların, depolama amaçlı olarak kullanılması mümkün hale gelebilir. Örneğin fabrikanın deposundaki boş alanlar, gıda toptancısının sıcaklık kontrollü deposundaki boş alanlar, cadde üzerinde veya sokak arasında kiralanmayı bekleyen boş dükkân veya çalışan dükkânın deposu, AVM’deki boş dükkânlar veya AVM otoparkının kullanılmayan alanları, futbol stadının hafta için boş kalan otoparkı, boş arazi alanları gibi yerler, boş kaldığı sürece depolama alanı ihtiyacı olan için “Gri Depolama” alanı olabilir ve gerekirse ufak düzenlemeler ile depolama amaçlı kullanılabilir.
NOT: DepOrtak tarafından geliştirilen “Gri Depolama” kavramı, PwC tarafından hazırlanan “E-Ticaret Lojistiğinde Sorunlar ve Politika Önerileri” Raporunda örnek çözüm olarak gösterilmiştir. Bu rapora https://www.pwc.com.tr/e-ticaret-lojistiginde-sorunlar-ve-politika-onerileri linkinden ulaşılabilir.
NOT: DepOrtak, sahip olduğu artırılmış-zekâ destekli platform teknolojisi ile mevcut depoları ve depolama alanlarını; imkân, kapasite, coğrafik konum, katma değerli hizmet vb. kriterlerle dijital olarak envantere alabilmektedir. Böylece devletin ilgili kurumlarıyla da iş birliği içinde deprem vb. afet durumlarında, envantere kayıtlı depoların hangi seviyede nasıl kullandırılabileceğine ilişkin stratejik bir destek hizmeti verebilir.